Junto Nedir?

Holochain teknolojisi kullanılarak çalıştırılacak olan Junto adlı sosyal medya uygulaması nedir, ne değildir?

Junto Holochain social media

Neredeyse her ürün, insanların muzdarip olduğu bir problemi çözmek için oluşturulmuştur. Junto’nun çözmek istediği problemlerden biri de, bugünkü sosyal medya uygulamalarının verilerimizi alıp işlemesi ve verilerimizin üstünden güç devşirmesi problemidir.

Facebook ve Instagram gibi uygulamalardaki beğenilerimiz, yorumlarımız, mesajlarımız, yüklediğimiz fotoğraflar ve uygulamaları kullanırken sergilediğimiz davranışlar kaydedilir. Bu veriler, merkezî sunucularda depolanır ve oradan alınıp her an işlenerek bizim davranış kodlarımız ortaya çıkarılır; neyi seviyoruz, nelerden nefret ediyoruz, zaaflarımız neler vs… Bize sunulan reklamlar, bu bilgilere göre değişir.

Bugün sadece bize sunulan reklamları etkiliyor olsa da, Harari’nin şu önemli konuşmasında belirttiği gibi yeterince veri alınıp işlendiğinde bu verilerin sahipleri bizi bizden daha iyi tanır hâle gelecek. Belki de “sen kalbindeki sorun nedeniyle 10 yıl içinde kalp krizi geçireceksin, bu yüzden sana sağlık sigortası yapmıyoruz” ya da banka yöneticileri “analizlere göre boşvermişlik seviyen çok yüksek, bankamızı zarara sokabilirsin, bu yüzden sana kredi vermiyoruz” diyebilecekler.

Sosyal medyadaki verilerimizin merkezî sunucularda yer alması, başka sorunları da doğuruyor. Meselâ hack hadiseleri… Bu durumda kişisel bilgileriniz sadece Mark Zuckerberg’ün eline değil, hackerların eline de geçer. Verilerimizin merkezî sunucularda depolanmasının oluşturduğu bir diğer sorun ise sansürdür. Sosyal medya uygulamalarının sahipleri, kendi çıkarlarına zarar veren içerikleri, bütün bir toplumun yararına olsa bile sorgusuz sualsiz kaldırabilir.

İşte Junto, verilerimizin sahipliğini sadece bize has kılarak hem davranış kodlarımızın çözülüp bizim daha savunmasız hâle gelmemize engel olmayı hem hack hadiselerini önlemeyi hem de sansürsüz bir sosyal medya uygulaması oluşturmayı hedefliyor.

Bu hedefine ulaşmak için, verileri merkezî bir sunucuda değil; çok sayıda (binlerce, belki milyonlarca) sunucuda şifreli ve dağıtık bir biçimde depolamayı planlıyor. Blokzinciri teknolojisi çok popüler olsa da bu hayali gerçekleştirebilmek için yeterli değil. Mesela dünyayı kasıp kavuran Bitcoin’in saniyedeki aktarım hızı sadece 7 (yedi) ve her blokta yer alabilecek veri miktarı sadece 1 (bir) megabayt (MB). Dolayısıyla sosyal medyadaki beğeni, yorum ve mesaj gibi her türlü etkileşim”imizi birer aktarım olarak düşünürsek, dünya üzerinde her saniyede milyonlarca aktarım gerçekleştiği gerçeği önümüze çıkar ve haliyle saniyede 7 aktarım yetmez. Aynı zamanda, blok boyutu da büyük miktardaki veriyi depolamaya güç yetiremez. Sadece Bitcoin blokzincirinin işlemesi için harcanan elektrik miktarının İrlanda’nın bir yıllık tüketimine eşit olması ise cabası. Buradan da anlıyoruz ki blokzinciri teknolojisi hantal bir yapı, merkezsiz uygulamalar için hiç ama hiç uygun değil.

Junto bu gerçeği gördüğünden, uygulamayı Holochain teknolojisi sayesinde çalıştırmak istiyor. Holochain ile ilgili ayrıntılı bilgi isterseniz şurada çok sayıda yazı mevcut.

Sunduğum geniş arka plan bilgisinin ardından Junto’nun kendisine gelelim. İspanyolca’da “hep beraber” anlamına gelen Junto kelimesi; merkezsiz, kâr amacı gütmeyen, tıklanma istatistiklerini takip etmeyen, reklam içermeyen, mahremiyeti koruyan, güvenli ve açık kaynak kodlu bir sosyal medya uygulamasına adını veriyor.

Bu uygulamanın amacı, hâkim sosyal medya paradigmasını (bakış açısını) yıkmak ve insanların kendilerini özgürce ifade edebilmelerini sağlamak. Kimse verilerinizi depolamıyorsa, o verileri işleyip sizi çözmeye çalışmıyorsa, sansürleyemiyorsa, hackleyemiyorsa, değerliliğiniz aldığınız beğeni sayısına bağlı değilse çekinecek hiçbir şeyiniz olmaz ve kendinizi özgür bir şekilde ifade edersiniz. Holochain teknolojisinin özelliğinden dolayı Junto ekibi de dâhil olmak üzere hiç kimse ne kadar isterse istesin sizin verilerinize erişemeyecek.

Tıpkı Holochain’de olduğu gibi Junto’nun da kendisini dayandırdığı bir felsefi zemin var ki bunu ifade etmeden Junto’nun kendine has özelliklerinden bahsetmek hata olur.

Junto, ünlü düşünür Marshall McLuhan’ın “ortam/araç mesajın kendisidir” şeklindeki düşüncesine atıf yapıyor. “Araç mesajın sadece taşıyıcısıdır, mesajın içeriğine etkisi yoktur, iyiye kullanırsanız iyi olur, kötüye kullanırsanız kötü” şeklindeki yaygın kabulün aksine McLuhan, mesaj iletilirken kullanılan aracın/ortamın, verilen mesajın içeriğinden daha önemli olduğunu belirtiyor.

McLuhan’ın bu görüşünden hareketle, Junto da aracın en az içerik kadar önemli olduğunu düşünüyor. Bununla beraber, sosyal medyadaki içeriklerimizin “sahici” olmaktan uzak olmasını, sosyal medyanın faydadan çok zarar getirmesini biz insanların “kötü doğasından” değil, sosyal medya uygulamalarının yapısından kaynaklandığını söylüyor.

Burada, bu iddiayı desteklemek için Facebook’un kurucularından Sean Parker’ın sözlerine atıfta bulunuyorlar. Parker bir konuşmasında, Facebook’u kurgularken, kullanıcıların zamanını ve dikkatini bu uygulama için harcamasını nasıl mümkün kılabileceklerini düşündüklerini söylüyor ve bunun yolunun da beğeni ve yorum aldıkça kullanıcının beyninde dopamin salgılatan bir düzen kurmaktan geçtiğini ifade ediyor. Sosyal ortamda değerli olmanın beğeni ve yorumlarla sağlanması sayesinde yani insan psikolojisinin zayıf noktasından vurmakla Facebook güçleniyor. Çünkü daha fazla beğeni almak için daha fazla içerik üretiliyor.

Junto, uygulamayı yani içeriğin yer aldığı ve aktarıldığı ortamı, insanları zayıf noktalarından vurarak güçlendirmeye yönelik değil, “sahici” ve “özgür” bir etkileşim oluşturma hedefiyle tasarlıyor.

Peki Junto uygulamasının kullanım özellikleri ne olacak? Madde madde sıralayalım:

+ Takipçi sayınız herkes tarafından görülmek zorunda olmayacak. Sadece isteyen kullanıcılar, ayarlardan takipçi sayısını “herkes tarafından görülebilir” olarak ayarlayacak. Buradaki amaç, takipçi sayısına verilen önemi azaltmak.

+ Gönderilerde “beğen” seçeneği olmayacak.

+ Sizin uygulamayı kullanım alışkanlıklarınız değerlendirilmeyecek. Dolayısıyla zaman tünelinizde (timeline) yapay zekânın sizinle daha alakalı olduğunu belirlediği akış değil, gerçekten sizin görmek isteyip belirlediğiniz içerikler olacak.

+ İstediğiniz türde paylaşım yapabileceksiniz. Bu türler başlangıçta 7 tane olacak. Bunlar; kısa yazı (Twitter gibi), uzun yazı (Medium gibi), madde madde paylaşım, fotoğraf (Instagram gibi), video (YouTube gibi), ses/podcast (SoundCloud gibi), etkinlik. Yani Junto, çok sayıda sosyal medya uygulamasını tek bir uygulamada içermiş olacak. Bu 7 türe, kullanıcıların talebine göre yenileri eklenecek.

+ Bütün paylaşımlarınızla ilgili izinleri siz ayarlayacaksınız. “Herkes görebilir”, “sadece yakınlarım görebilir” ya da “sadece ben görebileyim” şeklinde sınıflandıracaksınız. Bu özellik pek çok sosyal medya uygulamasında olsa da aslında gerçekten yok, çünkü verilerinizi depolayan uygulama sahipleri bütün verilerinize erişebiliyor. Junto’da ise bu imkânsız.

+ Junto’da reklam hiçbir zaman olmayacak, uygulamayı kullanırken hiçbir zaman reklamlara maruz kalmayacaksınız. Uygulamaya reklam almama sebeplerinden biri, bu reklamlarla insanların yönlendirilmesine engel olma isteği. Yalan haberlerin reklam aracılığıyla yayılması sorunu Junto’da asla olmayacak.

Ayrıca Junto’nun bir kriptoparası olmayacak, dolayısıyla ICO’su da yapılmayacak. Bu durum akıllara “reklam olmayacaksa, ICO yapılmayacaksa uygulamanın sürdürülmesi için nereden gelir elde edilecek” sorusunu getiriyor. Ekip, topluluktan gelecek bağışlarla ayakta kalmayı hedefliyor. Bu hedeflerine de başlangıç için ulaştılar. Indiegogo’yu ve Kickstarter’ı kullanarak 100.000 dolar bağış topladılar. 687 kişi onlara az veya çok miktarda bağış yaptı, en fazla bağışçı 283 kişi ile ABD’den gelirken ikinci sırada 82 kişiyle Türkiye bulunuyor. Türkiye’nin öne çıkmasında sanırım Holo Topluluğu’nun etkisi tartışılmaz.

Görüyoruz ki insanlar, onların işbirliği çağrısına olumlu yanıt vermiş oldu. Bundan sonra da bağımsızlıklarını sürdürmek için destek bulabilecekleri belli oluyor. Bağışların dışında, abonelik sistemi ile de gelir elde etmeyi planlıyorlar. Ayrıca, Junto’da kullanıcılar içerik üreticilere de bağış yapabilecekler. Bu bağışlardan küçük miktarda aktarım ücreti alarak da sürdürülebilirliği sağlayacaklar.

Junto’nun önünde aşılması gereken bazı engeller de var. İnsanların kullanmaya alıştıkları sosyal medya uygulamalarından kopmaları ve Junto’yu kullanmaya başlamaları için güçlü bir neden olmalı. Ayrıca, uygulamanın merkezsiz olması için Holochain’in ve Holo’nun da başarıya ulaşması, kullanılanılmaya başlaması gerekiyor. Holo ekibi başaramazsa Junto da henüz doğmadan ölen parlak fikirlerden biri olacaktır.

Junto uygulamasının 2019 yılı içinde kullanıma açılması planlanıyor. İlk kullanıcılar, sadece önceden kayıt olanlar olacak. Siz de şu an kaydolabilir ve Junto kullanıma açıldığında ilk kullanıcılarından biri olabilirsiniz: https://junto.typeform.com/to/xpwCx

Junto ekibi, bu hayalin gerçekleştirilmesine yardımcı olmak isteyenlere “Junto’yu herkese anlatın, yayın, bize böyle yardım edebilirsiniz” diyor. Ben destek olmak için bu yazıyı yazdım, siz de bu yazıyı paylaşarak onlara destek olabilirsiniz.

RaiTurk – 12 Mayıs 2019

Bu yazının Twitter üzerinde bir seri olarak paylaşılmış hâline buradan ulaşabilirsiniz.

Twitter hesabım: https://twitter.com/crypto_raiturk

Telif Hakkı Uyarısı: Bu sitedeki hiçbir yazının tamamı ya da bir kısmı, izin alınmadan kopyalanamaz, başka bir sitede yayınlanamaz.

Holochain Engellenebilir mi?

Holochain merkeziyetsizdir. Hiçbir otorite müdahale edemez (internet bağlantısını ya da veri aktarımını sağladığınız takdirde). Holo ise yarı-merkeziyetsizdir. Merkeziyetsiz kısmı şudur; bir uygulama geliştirici, uygulamayı kullanan kişilerin verilerini onların izni olmadan kullanamaz, satamaz, veri madenciliğine kaynak olarak sunamaz. Yani Facebook’un şu an sizi izleyip sizi sizden daha iyi bildiği durum, Holo ağı üzerinde kurulacak bir sosyal medya uygulamasında meydana gelmez.

Holo’nun merkezî yanı ise şudur. Holo ağında yer alan illegal içeriğin önlenmesi için alınan tedbirlerdir. Mesela çocuk pornosu Holo ağında çalışan bir uygulamada yer aldığında sistem şu şekilde işler. Holo ekibi, uygulama geliştiricinin kimliğini devlet yetkililerine verir.

Bu kimlik, Holo ekibi tarafından nereden elde edilmiştir?

Şöyle: Holo ekibi, merkeziyetsiz Holochain teknolojisi sayesinde işleyen ve ÖZEL (ekibe ait) bir hosting uygulaması olan Holo ağı üzerinde barındırılan uygulamaların geliştiricilerine en baştan KYC’yi zorunlu kılmıştır. Yani siz Holo ağında bir uygulama yayınlayacaksanız, kimliğinizi Holo ekibine vermek zorundasınız. Neden? Çünkü herhangi bir devlet “Holo, senin ağda yasadışı işler dönüyor, seni kapatacağım” diyebilir. Buna önlem olarak ekip, yasadışı içeriğin yer aldığı uygulamanın geliştiricisinin kim olduğunu devlet makamlarına söyler ve  devlet bütün işini o kişiyle halleder.

Peki illegal içerik ne olur?

Holo ağındaki bir veriyi silmek mümkün değildir. Ama ağda bir güncelleme yapılarak o veriye erişim kesilebilir. Burada akla gelen soru şu:

“Holo’da kimse beni kabul etmeyeceğim bir eylemi gerçekleştirmemi zorunlu kılamaz, bu imkânsızdır. Çünkü Holo’nun en temel özelliği, baştan koyulan kuralların tek taraflı olarak asla ama asla değiştirilemeyeceğidir. Dolayısıyla, güncellemeyi yapmam ve o illegal içeriğe ulaşmaya devam ederim.”

Bu önemli bir nokta ama aşılabilir. Çünkü çoğu kimse, devletlerin yaptırımıyla karşılaşmak istemeyeceği için güncellemeyi kabul eder ve illegal içeriğe erişimi kendi isteğiyle durur. Kabul etmeyen küçük bir azınlık kalacaktır. Onlar, bugün dahi vardır. Mesela Tor ağında bugün bile illegal içeriklere erişilmektedir ama bu, Tor ağı için öyle büyük bir sorun oluşturmamaktadır.

Şimdi gelinen nokta şudur, Holo’nun yarı merkeziyetsiz olması, tam merkeziyetçi romantikleri tatmin etmeyecek ve “Holo merkeziyetsiz değil abi yaa” deyip Holo’ya karşı boş eleştiriler yöneltilecektir. Bence bu eleştiriler şu yüzden boştur; o merkeziyetsizlik romantikleri, gerçekçi değillerdir. Kendilerinin hayali olan tam merkeziyetsizlik, bugünün dünyasında gerçekleştirilebilir değildir. Bu durumun farkında olan ve nihai olarak tam merkeziyetsizliği hedefleyen Holo ekibi, devletlerle ve büyük güçlerle (Google, Amazon, Facebook) henüz güçlenmeden, vazgeçilmez hâle gelmeden karşı karşıya kalmak istememekte ve doğrusunu yapmaktadır.

Tam merkeziyetsizlik romantikleri eğer dilerlerse açık kaynak kodlu Holochain yazılımını kullanarak tam merkeziyetsiz bir ağ kurabilirler. Ama devletlerin ve büyük güçlerin, bu ağ biraz palazlanınca nasıl da üzerilerine çöktüklerini göreceklerdir. Romantik olduklarından bu durumu baştan görememektedirler.

Holo ekibi ise tam merkeziyetsizliği hedeflerken onun romantizmini yapmamakta, bu hedefe gerçekçi bir yöntemle, önce yarı merkezi bir yapıyı küresel bir kabule mazhar kılmaya çalışmakla varmayı planlamaktadır. Green Paper’da belirttikleri gibi, Holo, tam merkeziyetsiz Holochain’e giderken kullanılan bir araçtır. Bu araç, insanlara merkeziyetsizliği aşılamada ve merkezî olmayan uygulamaları kullanma alışkanlığı yaratmada kullanılacaktır.

Giderek artacak olan veri mahremiyeti hassasiyeti ve bu tip uygulamaları kullanma becerisi sonucunda Holo ağı, belki de bugün kullandığımız internet yapısı gibi bir yapı olacak, bütün bir internet Holo ağında yaşayacaktır. O seviyeye gelene kadar devletler, sadece çocuk pornosu gibi gerçekten illegal içeriklere müdahale etmenin yanında, kendi çıkarlarına zarar veren içeriklere de erişimi kısıtlamak için mahkeme kararı çıkaracak ve Holo ekibinden bunu talep edecektir. Ekip de o uygulamanın geliştiricisinin kimliğini verecek, o içeriğe erişimi kısıtlayan güncellemeyi yayınlayacak ve herkes de devletle karşı karşıya gelmemek için bu güncellemeyi kabul edip indirecektir.

Ama gün gelip de bütün internet Holo ağında yaşamaya başladığında, devletler, bankalar ve diğer şirketler bu ağ olmadan işlerini yürütemez hâle geldiğinde Holo ekibi -bence- kendi yetkilerini yok edecek ve kimse bu ağa müdahale edemez hâle gelecektir. İşte size tam merkeziyetsiz internet.

Tam merkeziyetsiz internette gerçek bir özgür ortam oluşacaktır. Devletler ve büyük güçler, sırf kendi çıkarlarına zarar veriyor diye biz sıradan insanlara sınır koyamayacaktır, evet, ama bunun olumsuz yönleri de olacaktır. Mesela çocuk pornosu yayını.. Bunun önüne nasıl geçilir?

Bence bu tip sıkıntılı konuların çözümünü insanoğlu bir şekilde bulacaktır. Karşılıklı etkileşimi özgür bir şekilde yapabilen, kimsenin tahakkümü altına girmek zorunda olmayan bilinçli bireyler, ortak bir anlayış inşa edeceklerdir.

Çünkü evrim devam ediyor…

Holo hakkında daha fazla güncel bilgiye ulaşmak için: https://twitter.com/crypto_raiturk

Telif Hakkı Uyarısı: Bu sitedeki hiçbir yazının tamamı ya da bir kısmı, izin alınmadan kopyalanamaz, başka bir sitede yayınlanamaz.

Holoport Ne Kadar Kazandırır?

“Holoport’un getirisi ne olacak? Ne kadar kazanırım?” gibi sorular çokça geliyor. Şu an için kesin bir miktar söylemek imkânsız. Ama gelirin neye göre artacağını biliyoruz.

Ne kadar kazanılacağını şu an bilmek neden imkânsız? Çünkü Holoport sahipleri ya da bilgisayarını bu iş için ayarlamış olanlar, uygulama geliştiricilerin oluşturduğu uygulamaları barındırma hizmeti verecekler. Bu hizmetleri için bir fiyat belirleyecekler. Kimin ne fiyat belirleyeceğini şimdiden bilmek ve hesaplamak mümkün olmadığı için “aylık şu kadar getirir” demek imkânsız.

Geliştiriciler ise barındırma hizmeti verenler arasından kendilerine en uygununu seçecekler. En uygununu nasıl belirleyecekler? İşte burası, Holoport sahibi olarak ya da bilgisayarının boş kısmını uygulama barındırmak için ayıranlar olarak gelirimizi artırmanın yolunu gösteriyor.

Diyelim ki bir uygulama geliştiricisisiniz (hApp developer). Bir internet sitesi yaptınız. Sitenizi barındıran kişiden ne istersiniz? Sitenin hacklenememesini, binlerce kişinin aynı anda girmesinden dolayı çökmemesini ve 7/24 bağlı olmasını istersiniz (Holo’nun sistemi zaten sitenin hacklenmesini imkânsız kılıyor).

Buradan anlıyoruz ki, eğer Holoport sahibiysek, site sahibini yani uygulama geliştiren kişiyi bu şartları yerine getirme oranımıza göre memnun ederiz. Eğer aldığı barındırma hizmetinden memnunsa ve belirlediğimiz fiyat onun için makulse bizi seçer.

Peki bizi nasıl seçecek? “Benim sitemi Mahmut barındırsın” mı diyecek? Hayır. Holo yazılımı, barındırma hizmeti verenlere, sundukları hizmetin kalitesine göre bir puan verecek. Tıpkı forum sitelerindeki “rep” gibi, “reputation” yani itibar puanı. Bunu 5 üzerinden verilen puan olarak düşünebilirsiniz.

Alacağınız puanı belirleyecek faktörler şunlar:  İnternet hızınız, işlemci gücünüz, RAM’iniz, internete bağlı kalma süreniz. Ne kadar hızlı upload edebiliyorsanız o kadar iyi. Ayrıca, mesela 7/24 hizmet verebilecek misiniz? Yoksa “geceleri kapalıyım arkadaş” mı diyeceksiniz? Bütün bu faktörler sizin itibar puanınızı belirleyecek. Uygulama geliştiren kişiler de sizin bu puanınıza göre seçim yapacak. Hatta bu seçimi, “sadece Türkiye’den hizmet verenleri istiyorum” şeklinde yapabilirler. Nasıl isterlerse.

Peki, barındırma hizmeti vereceğim ama internet bağlantım kötü. Bana buradan ekmek çıkmaz mı? Çıkar. Uygulama geliştiren biri, çok fazla tık almıyorsa ve sizin kalitesiz hizmetiniz onun için yeterliyse sizi ucuz hizmet verdiğiniz için seçecektir. Yani herkes, kalitesine göre az ya da çok kazanır. Oysa Bitcoin madenciliğinde madencilik havuzlarına dahil olmadan, kendi bilgisayarınızla Bitcoin kazarak hiçbir şey kazanamazsınız. Holo’nun güzel yanı bu, bilgisayarınızdaki boş 5GB’lık yeri bile kiralayarak para kazanabilirsiniz.

Geliştiricilerin sizi seçmesinden bahsettim ama sadece onların seçim hakkı yok; barındırma hizmeti verirken siz de seçim yapabilirsiniz. Mesela dersiniz ki “yasal da olsa bahis oynatan uygulamaları barındırmak istemiyorum”. İstediğiniz şekilde, nasıl arzu ederseniz seçebilirsiniz ve sadece o tür uygulamaları barındırırsınız.

Bir başka konu, diyelim ki 7/24 hizmet veriyorsunuz, itibar puanınız gayet iyi ama yolda kazı yapan belediye, sokağınızdaki internet kablosuna zarar verdi ve 3 gün boyunca internetiniz olmayacak. Bu durum itibar puanınızı düşürecektir. Öyleyse bu, bundan sonra eskisi gibi tercih edilmeyeceğinizi ve gelirlerinizin düşeceğini mi gösterir? Hayır. Bir süre tercih edilmezsiniz ama itibar puanı belirli zaman aralıkları referans alınarak hesaplandığı için biraz zaman geçtikten sonra o kötü kısım hesaplamaya dahil edilmez ve puanınız yükselir.

Siz 3 gün boyunca hizmet veremediğinizde, sizin barındırdığınız uygulamalara kimse erişemeyecek mi? Erişecek, çünkü bir uygulama sadece sizde tutulmayacak, siz uygun değilseniz başka barındırıcıdan veriler alınıyor olacak. Bir uygulamanın kaç farklı yerde tutulacağını da uygulama geliştiren kişi belirleyecek. Ne kadar fazla yerde tutulmasını isterse o kadar fazla para vermesi gerekecek.

Holo ağında yer almak isteyen herkes, kendi kararını kendisi verecek ve bunun karşılığını her anlamda görecek.

Holo hakkında daha fazla güncel bilgiye ulaşmak için: https://twitter.com/crypto_raiturk

Telif Hakkı Uyarısı: Bu sitedeki hiçbir yazının tamamı ya da bir kısmı, izin alınmadan kopyalanamaz, başka bir sitede yayınlanamaz.


Holochain Nedir? Holoport Nedir? Holo HOT ve HoloFuel Hakkında Sık Sorulan Sorular

Holoport nedir?

Fişe takıp çalıştırılabilecek kadar kullanışlı, kişisel bir sunucudur. Holo ağındaki uygulamaları barındırarak HoloFuel kazanmayı sağlar. Enerji tüketimi, bir ampulün tüketimi kadardır. http://store.holo.host adresinden satın alınabilir.

HoloFuel üretmek için Holoport almak zorunda mıyım?

Hayır. Ücretsiz Holo yazılımını indiren herkes, bilgisayarını Holoport’a dönüştürebilir. Bu yazılım önce Linux için, sonra macOS, daha sonra da Windows için kullanıma sunulacak.

Holoport’un aylık getirisi nedir?

Bunun cevabı şu an için belli değil. Holo ağı kurulup işlemeye başlayınca, Holoport sahipleri barındırma hizmeti için bir ücret belirleyecek. Bu hizmet, kalitesine ve ucuzluğuna göre talep görecek.

Bir Holoport, Türkiye şartlarında 1 YILDA ne kadarlık elektrik harcar?

Bir ampulün harcayacağı elektrik kadar yani yaklaşık 50 TL harcar. (Oysa sadece 1 BTC üretmek için harcanan elektrik bile 3000-4000$’dır)

Holochain ne işe yarar?

Eşten eşe (P2P) teknolojisini kullanarak, verilerinizin bir aracı gerekmeden internette yer almasını sağlar. Böylelikle Facebook, Google gibi yapılar özel verilerinizi toplayamaz ve dolayısıyla üzerinizden para ve güç kazanamaz.

Holochain’in temel amacı nedir?

İnsanların karşılıklı rızaya dayalı bir biçimde en baştan koydukları kurallara uyarak ve tek taraflı kural değişikliği yapma hakkına sahip herhangi bir otoriteye ihtiyaç duymadan etkileşime girebilmelerini sağlamaktır.

Holochain ile Holo aynı şey midir?

Değildir. Holo, Holochain üzerinde geliştirilmiş bir uygulamadır. Holo’daki kullanıcılar, sunucu hizmeti vererek dağıtık bir ağ oluşturur. Holochain üzerinde Holo’dan başka uygulamalar da kurulabilir.

Holoport’umun iç donanımını değiştirip kapasitesini artırabilir miyim?

Evet. RAM, SSD gibi bileşenleri çıkarıp yerine daha güçlüsünü takabilirsiniz.

Holoport’ta virüslere karşı koruyucu bir yapı var mı?

Evet. NixOS üzerine kurulan işletim sistemi, trojan ve diğer zararlı yapılara karşı koruyucu özellik içerir ve ara ara kendini günceller.

Holoport’umu bilgisayara dönüştürebilir miyim?

Teknolojiden anlıyorsanız evet, çok kolaydır. Holoport Nano’nun, bir Raspberry Pi ile; Holoport’un ise Mac mini ile özellikleri aşağı yukarı aynıdır.

Holoportlarda wifi özelliği var mıdır?

İnternete sürekli kaliteli şekilde bağlı olması gerektiğinden sadece kablo bağlantısı koyulmuştur. Kablo, Holoportlarla beraber gönderilecektir.

Holo’da aktarım ücreti ne kadardır?

Aktarım ücreti, gönderdiğiniz miktarın en fazla %1’i kadar olabilir (sıfır da olabilir). Çok yüksek meblağlar için çok daha düşük ücret ayarlanabilir. Ücretler, Holo ağının altyapısını geliştirmek için kullanılacaktır.

Holoport, internet hızımı düşürür mü?

İnternet hızınızın ne kadarını kullanacağını siz ayarlarsınız. İsterseniz “sadece gece çalışsın” ya da “ben video izlerken hızını düşürsün” gibi ayarlar yapabilirsiniz.

Holoportların yazılım güncellemesi için ne yapmam gerek?

Holoport’u fişe takıp internete bağladıktan sonra hiçbir şey yapmanız gerekmez. O kendisini otomatik olarak günceller. Sadece arıza olduğunda bir ışıkla sizi uyarır.

HoloFuel gerçek hayatta nerede kullanılacak?

Uygulama geliştiren yazılımcılar, bu uygulamaları Holoportlarında ya da kişisel bilgisayarlarında barındıran kişilere hizmetleri karşılığında ödeme yapacaklar. Bu ödeme sadece HoloFuel üzerinden olacak.

Bilgisayarımı Holoport’a dönüştürebileceğimi biliyorum. Telefonumu da dönüştürebilir miyim?

Evet ama telefonun sürekli internete bağlı olması gerekir. Barındırılan hizmetinizin kesintiye uğraması, sizden hizmet almak isteyenleri caydırır.

Holo hakkında daha fazla güncel bilgiye ulaşmak için: https://twitter.com/crypto_raiturk

Telif Hakkı Uyarısı: Bu sitedeki hiçbir yazının tamamı ya da bir kısmı, izin alınmadan kopyalanamaz, başka bir sitede yayınlanamaz.

Holo 1 Dolar Olur Mu?

Holochain teknolojisi ile geliştirilen Holo 1$ olur mu?

Eskiden ekipte olan Matthew Schutte, teknolojiyi ve nasıl bir sorunu çözdüğünü herkesin anlayabileceği şekilde anlatıyor. Ethereum ile bir karşılaştırma yaparak örneğini Lamborghini üzerinden veriyor.

Bu videoyu izlerseniz, Holo’nun çözdüğü sorunu anlayıp 1$ olup olamayacağı hakkında kendiniz yorum yapabilirsiniz. Bu yüzden videoya Türkçe altyazı ekleyerek paylaştım. İzleyin, izletin.

Holo Fuel Üretmek / Holoport Satın Almak

Holo’nun amacının, internette merkezî sunucuların üzerinde barındırılan verileri bir merkezi olmayan, dağıtık sunucular üzerinde barındırmak olduğunu daha önceki yazılarımda belirtmiştim. Yani hepimizin mesela Facebook’ta, Twitter’da oluşturduğu verileri bu yapıların işleyip satarak üzerimizden para kazandığı sisteme bir dur diyecek Holo.

Holo sayesinde verilerimiz, birilerinin istediği zaman ulaşabildiği sunucularda değil, dünyanın dört bir yanına dağılmış bizim gibi sıradan insanların kişisel bilgisayarlarında şifreli ve parça parça hâlde tutulacak. Belki de milyonlarca insanın katkısıyla bütün bir internet, dağıtık bir ağda barındırılacak.

Holo ağındaki verileri barındırmak için kendi kaynaklarını sunan kişiler, Holo Fuel ile ödüllendirilecek. Ne kadar çok veriyi ne kadar sorunsuz bir şekilde barındırırsanız, o kadar çok Holo Fuel kazanacaksınız.

Peki nasıl Holo Fuel kazanılabilir?

Bunun iki farklı yolu var. İlk yol, Holo ekibinin ürettiği Holoport’lardan birini satın alıp evde prize takmak kadar basit. Holoport satın almak için şu siteyi ziyaret edebilirsiniz: https://store.holo.host/

Holoport+, bir kitap büyüklüğünde.

Holoport’u prize takıp çalıştırmak ve bu sayede Holo Fuel kazanmak kolay olsa da, Holo Fuel kazanmak için Holoport satın almak zorunda değilsiniz. Kişisel bilgisayarınızı, Holo ağı üzerindeki uygulamaları barındırmak için tahsis edebilirsiniz. Hatta, bilgisayarınızın belli bir kapasitesini bu iş için, kalan kapasitesini ise günlük işlerinizi halletmek için kullanabilirsiniz. Fakat bunu yapmak için biraz da olsa yazılımdan anlamak gerekiyor. Benim gibi yazılım sektörüne uzak olanlar için de çözümler mevcut olacak. Mesela Holo’nun Türkiye Topluluğu‘na mensup biri olan Fatih Hamurcu, bir script yazarak bunu, yazılımdan anlamayan kişiler için bile birkaç tıkla kurulacak kadar kolay hâle getireceğini söylüyor.

Tabii önce Holo ağının kurulup işlemeye başlaması gerek. Bunun da 2019 yılı bitmeden gerçekleşmesi planlanıyor. İşte o zaman bizler de ya Holoport alıp çalıştırarak ya da kişisel bilgisayarlarımızı bu işe tahsis ederek hem Holo’nun dağıtık internet hayaline destek vermiş olacağız, hem de Holo Fuel kazanacağız.

Peki ne kadar kazanacağız?

Holo ağı henüz başlamadığı için bu sorunun cevabı meçhul ama mesela bir Holoport+ (en yüksek kapasiteli Holoport), bir günde, 65W’lık bir ampulün harcadığı elektrik kadar tüketime neden oluyor. Takdir edersiniz ki bu da öyle dişe dokunur bir miktar değil. Türkiye’de bir Bitcoin üretmenin maliyetinin yaklaşık 3000-4000$ olduğu düşünüldüğünde Holoport’un tüketiminin devede kulak kaldığı çok iyi anlaşılır.

Götürüsü bu kadar düşükken getirisinin ne olacağı belli olmadığından, şu an ne söylense yalan olur. Ama şu bilgileri biliyoruz. Barındırma hizmetini hangi fiyattan vereceğini her kullanıcı kendisi belirleyecek. Uygulama geliştiricileri de, uygulamalarının barındırılması için bizlere ihtiyaç duyacak. Tabii ki en ucuz ve en kaliteli hizmeti sağlayanı seçecekler.

En kaliteli hizmet derken neyi kastediyorum?

İnternet hızı yüksekliği, günün tamamında bu hizmeti verebilme gibi bazı özelliklere sahip olunmalı. Çünkü kesintili ve yavaş bir hizmet, kimseyi tatmin etmeyecektir. Zaten sistem de bu gibi durumları şeffaf bir şekilde ortaya koyacak ve hizmetinizin kalitesini 0-5 arası bir puanla derecelendirecek, böylece uygulama sahiplerine kimden hizmet alacaklarını belirleme konusunda yardımcı olacaktır.

Bu yazının Twitter üzerinde bir seri olarak paylaşılmış hâline buradan ulaşabilirsiniz.

Twitter hesabım: https://twitter.com/crypto_raiturk

Holo’nun Geleceği Parlak Mı?

Holo’nun geleceği parlak mı? Holo ekibi, yayınlanan Green Paper‘da, cevabı çokça merak edilen bu soruyla ilgili 6 farklı olası senaryo sunuyor. Bu senaryoların dördü kötü ikisi iyi sonuçlanıyor.

Senaryoları ifade etmeden önce belirtmek gerekir ki; mainnet yayınlandıktan sonra “hodl”, Holo ekibinin istediği bir şey değil. Alıp kenara atıp değerlenmesinin beklenmesi, projenin gelişimini engelleyecektir. Çünkü etkin bir şekilde dolaşımın olmaması, “nefes alan bir para birimi” hedefleyen Holo’nun amacına ters düşecektir. Zaten değeri çok oynamayan bir para birimi oluşturulacağı için “al bekle” de tercih edilmeyecektir.

Şimdi senaryolara geçelim. Holo ekibinin dilinden aktarıyorum.

Senaryo 1: Birileri bizden önce daha iyisini yapar ve bizi yener. Kaybolup gideriz.

Bu ihtimal mümkün olsa da bizce gerçekleşmesi çok da olası değil. Çünkü henüz alpha seviyesinde de olsa çalışan bir sistemimiz var.

Senaryo 2: İlk yapan biz oluruz ama sistemdeki ciddi hatalar Holochain’in adına kötü etki eder.

Böyle olursa hem bug’ları düzeltmek için zaman kaybederiz hem de itibarımız zedelenir. Ama inanıyoruz ki biz gayretli bir şekilde çalışırsak ve bütün süreçlerde şeffaf olursak, yazılımdaki ciddi hatalarla baş edebiliriz.

Senaryo 3: Verdiğimiz sözleri yerine getiremeyiz.

Holoportları teslim edememek, yeterli hackhaton yapamamak gibi sebeplerden dolayı Holo’ya talep olmaz. Bu yüzden yaygınlaşmaz.

Senaryo 4: Holo her şeyi yapar ama insanlar merkezî yapıları bir anda bırakıp dağıtık ve ölçeklenebilir olan Holo’ya geçmekten korkarlar. 

Bu senaryo olası değil çünkü ölçekleme konusunda Holochain’den belirgin derecede kötü olan blokzincirinin oluşturduğu akım bile oldukça büyük. Ama olur da rağbet görmezsek, sistemin devamını sağlama sürecinde gelir elde edilemez ve Holo ölür. Çözüm için farklı bir gelir modeli geliştirmek gerekir.

Senaryo 5: Holo, güçlü bir dağıtık uygulama (dApp) ekosistemi oluşturur.

Bu senaryo, yüzlerce milyar dolarlık cloud hosting pazarında, kurduğumuz sistemin dağıtık uygulama geliştirmeyi çok çok kolaylaştırmasından dolayı meydana getireceği etki düşünüldüğünde olası bir senaryo. Gerçekleştiği zaman da hosting için kaynaklarını sisteme sunanlar iyi ödüllendirilir. Yapının güçlendirilmesi ve daima geliştirilmesi de mümkün olur. Holo Fuel da bu sistemde kullanılan bir para birimi olur.

Senaryo 6: Holo, dağıtık uygulamalar ve varlık destekli para birimleri için devasa bir ekosistem oluşturur.

Bu senaryoda Holo, sadece hosting ve al-sat için değil, ağ üzerinde yer alan çok sayıda dağıtık uygulamaya ve varlık destekli para birimlerine ev sahipliği yaparak yaygın şekilde kullanılır hâle gelir. Bu genel kullanım sayesinde Holo’daki günlük hacim, bir ara Ethereum’da olduğu gibi 300 milyon dolar olur. Hatta HoloFuel kullanımı konusunda yerel otoritelerle görüşmeler gerçekleştiririz. Bu senaryoda en zor kısım, aktarımlardan doğan devasa miktardaki gelirin, ekosistemin devamı için en iyi nasıl yönlendirilmesi gerektiğine karar vermek olacaktır. Bu kararlarda topluluğun düşünceleri bize yön verecek.

Holo ekibinin gelecekle ilgili 6 senaryosu bu şekilde. Benim kişisel fikrim, beşinci senaryonun en olası senaryo olduğudur. İlk dört senaryonun gerçekleşmesini pek olası görmüyorum. Aynı zamanda, altıncı senaryonun gerçekleşmesi de biraz şansa bağlı. Ama beşinci senaryo hiç de zor değil, hatta 2019 bitmeden gerçekleşecek gibi duruyor.

Dikkat çekici olansa şu. Holo ekibi, projeyi allayıp pullamak yerine kötü de olsa bütün ihtimalleri ortaya koyacak dürüstlükte. Yatırımcı açısından konuşursak, Holo alanların aldatılma ihtimali sıfıra yakın. Bu iyi bir durum.

Holo yatırımcıları için tek olumsuz durum, ekibin başarısız olması ihtimalidir. Çeşitli nedenlerle sorun çıkabilir, proje yarıda kalabilir. Holo’nun devrimsel bir proje olmasının avantajlarının yanında bu başarısızlık ihtimali de göze alınarak yatırım yapılması gerekir. Ben kişisel olarak o ihtimali düşük buluyorum ve bu yüzden Holo’dayım ve Holo’da olacağım. Katkı sağlamak için de Türkiye’deki kriptopara topluluğuna bilgi sunmaya devam edeceğim.

Arz Edilen Holo Token Adedi Neden 177.619.433.541?

Bu yazı Holo Zengini adlı Twitter kullanıcısı tarafından yazılmıştır.

Geçenlerde biraz tartışıldı bu konu. daha önce sebebini kendim okumuş ve son derece mantıklı bulmuştum. ancak paylaşmamışım. şimdi sebebini açıklayacağım. biraz fazlasıyla matematiksel terimler yer alacak, beyin yanabilir.

Holo ekibi ICO yapmadan önce, “Etik ICO nasıl olmalıdır?” sorusunu sordu ve bununla ilgili 3 makaleden oluşan bir yazı dizisi yayınladı: https://medium.com/h-o-l-o/ethical-ico/home

Makalelerden özetle çıkan sonuçlar şunlar:

– ICO’lar kısa sürmemeli
– Belli bir grup almamalı, topluluğa dağıtılmalı
– Şeffaf olmalı
– ICO’nun sonundaki hedef belli olmalı

şeklinde devam ediyor.

Burada bizi ilgilendiren, ICO’nun ulaşacağı hedefin (toplanacak para olarak) önceden belirli olması. Holo ekibi, “benim ihtiyacım 25.000.000 €, oraya ulaştığımda ICO’yu bitiririm” diyor. Tabii burada 3 soru geliyor akıllara.

  1. O kadar para ne kadar zamanda toplanacak? Zaman sınırı var mı?
  2. 25.000.000 €’ya geldiğimi nasıl anlayacağım? Hangi pariteden belirlenecek?
  3. Kaç adet Holo Token dağıtacağım? Tanesini kaçtan satacağım? (asıl cevap aradığımız soru bu)

En kolay olandan, 1’den başlayalım. Bunun cevabını, ico şartlarında (https://holo.host/wp-content/uploads/ico_terms_and_conditions.pdf … sayfa 5, madde 1) belirtiyorlar. Ya 25.000.000’a ulaşınca, ya da 28 Nisan 2018’de ICO’yu sonlandıracağız. Hangisi önce olursa diyor. Yani 25.000.000’a ulaşılamayabilirdi.

2 ve 3’ü birlikte cevaplamak gerekecek. Öncesinde neden dolar değil de euro soruları akıllara gelebilir. “Holo aslen ABD kökenli ve bu yüzden dolar olması gerekir” diye düşünüyoruz. ancak ICO Cebelitarık merkezli şirketleri üzerinden yapıldı. Avrupa’dan dolayı euro seçildi.

Holo ekibi diyor ki, “bizim bu Holo, Ethereum’dan 10.000 kat daha verimli” Bu 10.000 sayısı Holo için biraz psikolojik bir sayı. Daha detaylı olarak ileride anlatacağım. Bunlar diyor ki, “bizim 1 token, sizin 10.000 token’ın işini yapar. Senin 10.000’de 1’in fiyatına bunu veririm ben”.

Dolayısıyla burada bir sabit belirlemiş oluyorlar. Sonrasında da şöyle bir denklem kuruyorlar, 10.000 HOT = 1 €. Evet, denklemi euro üzerinden kuruyorlar. ICO günü geldiğinde, bu denkleme Ethereum’u da ekleyeceklerini söylüyorlar. Çünkü ICO Ethereum üzerinden yapılacak.

ICO günündeki 1 €’nun değeri 0,0022671895 ETH oluyor. Yani denklem toplamda şöyle oldu: 10.000 HOT = 1 € = 0,0022671895 ETH. Euro burada ara değişken gibi işlem görüyor ve ekip, 10.000 HOT = 0,0022671895 ETH denkleminin ICO boyunca değişmeyeceğini belirtiyor.

Yani o esnada ETH değeri 2 katına da çıksa (yaklaşık 1.8 katına çıktı zaten ico boyunca) bu oran değişmeyecek. Bu da “Etik ICO nasıl olmalı?” makalelerinde belirttikleri bir madde idi.

Şimdi denklemin ilk kısmına bir daha bakalım; 10.000 HOT = 1 €. Peki hedef neydi? 25.000.000 €. ICO’nun başlangıç gününe göre bakar isek, 25.000.000 €’ya ulaşmak için toplam 250.000.000.000 (250 milyar) adet Holo Token basmak gerekirdi. Ama öyle olmadı; çünkü etik ICO.

Holo ekibi kaç adet Holo Token basılacağını baştan belirlememişti. Baktıkları şey şu oldu: ICO süresince toplanan ETH miktarına baktılar ve Ethereum’un o anki euro fiyatı ile ETH adedini çarptılar. Eldeki para, ulaşılmak istenen 25.000.000 €’ya ulaşınca da ico’yu bitireceklerdi.

ICO 25.000.000’a ulaşamadan, söz verdikleri 28 Nisan 2018’de sonlandı. ICO sonlandığında toplanan ETH miktarı 30.202 idi. Yani 17.931.838 euro toplandı. 30.202 ETH, yukarıdaki denklemimize (10.000 HOT = 0,0022671895 ETH) göre hesaplandığında, 133.214.575.156 HOT oldu.

Ekip daha önceden toplanan miktarın 1/3’ü oranında kendisi için token basacağını söylenmişti. 1/3 oranında token da eklendiği zaman ulaştığımız sayı 177.619.433.541 oldu. Kısaca, 177.619.433.541 sayısı rastgele seçilmedi. ICO şartları vardı. Kendi kurallarına uydular.

Tabii şu soru akıllara gelebilir: “25.000.000 € toplanamadı mı?” Toplanamadı. Zaten toplanan parayı hep 30.202 ETH olarak belirttiler. Ama çok yaklaştılar. Ekibin kendisi için bastığı miktarı da düşündüğümüzde, 23.909.117 €’luk HOT basarak ICO’yu sonlandırdıkları görülüyor.

Yararlanılan Kaynaklar
https://holo.host/hot-stats/
https://etherscan.io/token/0x6c6ee5e31d828de241282b9606c8e98ea48526e2#tokenInfo
https://holo.host/wp-content/uploads/ico_terms_and_conditions.pdf
https://medium.com/h-o-l-o/holo-ico-supply-organic-mechanics-7dcdf655ab5e
https://medium.com/h-o-l-o/distributed-computing-in-context-333df23c0f29
https://medium.com/h-o-l-o/ethical-ico/home
https://twitter.com/H_O_L_O_/status/990169127498276864

Holochain’in Önündeki Büyük Engel: Merkezî Aktörler

Holochain, beni ta en başından beri heyecanlandıran bir oluşum. Nisan 2018’in sonunda attığım şu tweetten de görüleceği üzere, -yatırım tavsiyesi olmasa da- kişisel olarak çok şey bekliyorum.

Bu beklentiyi oluşturan esas unsur ise o bahsettiğim heyecan. Merkezî sunuculara ihtiyaç duymadan, binlerce ve belki günün birinde milyonlarca insanın katkısıyla oluşacak dağıtık bir internetin mümkün kılınabilmesi yönündeki umut ışığı, bütün bu heyecana kaynaklık ediyor.

Ancak her şey toz pembe değil. Hiçbir devrimin gerçekleşmesi kolay olmadığı gibi internet denilen devasa ekosistemin iplerini, aktörlük yapan fillerin elinden alıp fillerin tepişmesi sırasında altta kalıp ezilen sıradan insanlara verebilmek de kolay olmayacaktır.

Dolayısıyla, Holochain bu büyük hayali gerçekleştirmede en olası aday olarak görünüyor olsa da aşması gereken engeller büyük. Bu engellerden sadece birinden bahsedeceğim: Merkezî aktörlerin bu oluşumun yoluna taş koyması.

Düşünün; Amazon’un, Google’ın, Facebook’un, Instagram’ın başındasınız. Milyarlarca insanın kişisel verileri elinizin altından istediğiniz yere akıyor. 3-5 kişi çıkıp çok zekîce Holochain diye bir yapı kuruyor ve bütün bu suyun dümenini, kimsenin -Holochain’in kurucularının bile- erişemeyeceği bir yere yönlendiriyor. Sizin değirmenlerin çarkı da bu su olmadan dönmüyor elbette.

Engel olmaya çalışmaz mıydınız?

Kesinlikle çalışırdınız.

Peki nasıl? Holochain’in sistemini engellemek mümkün mü?

Sen ve ben değişmediğimiz sürece mümkün ancak bizlerin değişmesi belki de en zor kısım.

Anlatayım.

Dağıtık bir internetin işlemesini sağlayacak araçlar, Holoportlar ve bilgisayarlarımıza kuracağımız Holoport benzeri sistemler. Bunları kurup çalıştırınca, Holochain sayesinde o devasa interneti Amazon’un merkezî sunucularında değil de kendi bilgisayarlarımızda, evimizde prize taktığımız Holoportlarda barındıracağız.

Bunu yaparken, hayatî öneme sahip olan unsur, internet bağlantımız. İnternet bağlantısı, evlerimize kablolarla geliyor. Bütün dünyanın birbirleriyle bağlı olmasını sağlayan bu kablolar, sizin evinizden okyanusun altına kadar her yere uzanıyor.

Bu kablolar kimin kontrolünde? Tabii ki merkezî yapıların.

Yazılım, mühendislik gibi alanların içinde değilim ancak o alanda yer alan bazı yetkin kişilere danıştım. Merkezsiz bir internetin hayaline onlar da heyecanlanıyorlar fakat merkezî yapıların Holochain’in bu hayalini engellemek için çok da zorlanmayacağı kanaatindeler.

“Bunu nasıl yapabilirler” diye sorduğumda aldığım cevap net: Holochain’de sunucu görevi yapan kişilerin internet bağlantılarını, o bağlantıyı “güvensiz” olarak etiketleyerek kesmek ve “Holoportları prizden çıkarana kadar” internet vermemek.

Kablo kimdeyse düdüğü o çalıyor. Siz istediğiniz kadar sisteminizi kurun, kablonuzu kesip sizin hayat damarlarınızı kurutmaya muktedirler. Hele o dev merkezî sistemlerin başındaki kişilerin, devletlerin üzerinde bile hakimiyet kurabilme kudretine sahip olduğu düşünüldüğünde, bunu yapmalarının işten bile olmadığı ayan beyan görülüyor.

Engellemek için bir kılıf gerektiğinde ise “Holochain, sistemde çocuk pornosu barındırılmaması konusunda hiçbir önlem alamıyor, bu sistem zararlı” gibi argümanlara sığınmaları mümkün. Yayınlarsınız Wall Street Journal’da, Washington Post’ta birer yazı, olur biter.

Ancak enseyi karartmayın, dağıtık internet hayalini gerçekleştirmek zor olsa da imkânsız değil. Bu zor yol, daha önce dediğim gibi bizlerin değişmesinde gizli.

Eğer biz sıradan insanlar, kişisel verilerimizi korumak adına bilinçlenir, bilinçli olmayanları bilinçlendirirsek, önümüzde kimse duramaz.

Milyonlarca insanın Holo sistemine gerek sunuculuk yaparak gerek uygulama yazarak gerek o uygulamaları aktif bir şekilde kullanarak destek vermesi sonucunda, merkezî yapılar harekete geçmeye kolayca cesaret edemeyeceklerdir. Çünkü milyonlarca insanın katkıda bulunduğu bir sistemi bitirmek, oldukça zordur.

Yuval Noah Harari’nin üstteki konuşmasını izlemediyseniz izlemenizi öneririm.

Harari’nin konuşmasında bahsettiği büyük sorunları çözebilecek bir sistemi Holochain meydana getirebilir. Ancak burada eksik olan, insan-merkezli (agent-centric) bir yapı olan Holochain’in insan desteği olacaktır.

Bugün değil Türkiye’de; İsveç, Norveç gibi ülkelerde bile veri mahremiyeti konusunda toplumsal bir bilincin henüz oluşmadığını gösteren araştırmalar mevcut. Bu bilinçsizlik de Holochain’in serüvenini akamete uğratmaya neden olabilir. Holochain’in aşması gereken en büyük engel de budur, biz bilinçsiz insanlar.

Bütün bunlardan sonra, gelecekle ilgili kişisel öngörüme gelecek olursam, kısa vadede merkezî yapıların, uzun vadede ise dağıtık internetin peşindeki biz sıradan insanların bu mücadeleyi kazanacağıdır. Çünkü biz sıradan insanlar merkezî yapıların verilerimizi sömürmesine, bugün olmasa da yarın uyanacağız.

Uyanmak için, sigorta şirketlerinin “sen farkında olmasan da verilerini işledik, yaptığımız analizler sonucunda vardığımız sonuç, 5 yıl içinde kalp krizi geçirme riskinin %80 olduğudur, dolayısıyla sana sağlık sigortası yapmıyoruz, ne hâlin varsa gör” demelerini bekliyoruz sadece. Bu da kısa vadede gerçekleşmeyecek ancak gerçekleştikten sonra insanlar, dağıtık interneti elde etmek için gerekli sistemi kuracaklardır. Ha, ismi o yıllarda belki Holochain olmaz başka bir şey olur ama olur.

Biraz da herkesin en merak ettiği konu olan ve “boşver veriyi meriyi kardeşim, bana paradan konuş, ne zaman 1 dolar olur” şeklinde feveran ettiği maddi kısım hakkında kişisel fikirlerimi serdedeyim.

Uzun vadede dağıtık internet yanlılarının, kısa vadede merkezî yapıların kazanacağını söyledim ama daha kısa vadede, şu anki fiyatı $0,000435 olan Holo’nun  $0,01 (1 cent) seviyesine rahatlıkla gelebileceğini, $0,1 (10 cent) seviyesini de büyük ihtimalle görebileceğini düşünüyorum -tekrar ediyorum, yatırım tavsiyesi değildir, kişisel fikrimdir, para da sorumluluk da sizindir-.

Çünkü ortaya koydukları parlak ve parlak olduğu kadar gerçekçi bu fikrin yavaş yavaş (global bir kabul görmese bile) işlemeye başlaması bence mutlaka fiyatlanacaktır.

1 doları görmesi için ise bizlerin veri mahremiyeti konusunda bilinçlenmesi gerekiyor. Aksi takdirde imkânsız.

RaiTurk – 16 Aralık 2018

Bu yazıdan bir süre geçti ve fikirlerimde bazı değişiklikler oldu. O fikirleri şu yazımda ifade ettim: Holochain Engellenebilir mi?

Holo hakkında daha fazla güncel bilgiye ulaşmak için: https://twitter.com/crypto_raiturk

Telif Hakkı Uyarısı: Bu sitedeki hiçbir yazının tamamı ya da bir kısmı, izin alınmadan kopyalanamaz, başka bir sitede yayınlanamaz.