Kripto Emre kimdir?

Kriptopara piyasasında başlangıçta “referanslı borsa linki paylaşma” ve “ücretli sinyal grubuna müşteri çekme” gibi kendine çıkar sağlama amaçlı çabalarla yer aldığı için bilinçli yatırımcılar tarafından ciddiye alınmayan Kripto Emre’nin adının Holochain takipçisi olan geniş kitlelerce ilk kez duyulması, bir videosunda “Holochain projesi çöp” şeklinde büyük bir iddiada bulunmasıyla duyulmuştur.

Bu söylemine ek olarak “Holochain’i tanıtanlar, size bu malı yukarıdan satmak için tanıtıyorlar” diyerek Holochain’in kendine has teknolojisini anlatmak için saatlerce canlı yayın (o yayınlar) yapan Yavuz Selim Yıldız gibi kişilere ithamda bulunmuştur.

Bütün bu iddia ve ithamların üzerine Yavuz Selim Yıldız tarafından canlı yayına davet edilmiş ancak kendisi bu teklife olumlu ya da olumsuz bir cevap vermeyerek ölü sessizliğine bürünmüştür.

Aradan geçen birkaç ay boyunca Kripto Emre yine sessiz kalmaya devam etmiştir ancak 23 Eylül 2019 tarihinde yayınladığı videoda Yavuz Selim Yıldız’a hitâben “İngilizcesi bozuk olan, web sitesi kötü olan bir adamın peşine takılıp Holochain’e hayran olmayın. Neymiş, merkezsiz internet yapacakmış. İnternet zaten merkezsiz. YouTube’un sunucuları her yana dağılmış halde zaten. Sizi kandırıyor bunlar.” diyerek hem Yavuz Selim Yıldız’a sataşmada bulunmuş, hem de merkeziyetsizliğin ne olduğunu anlamadığını ayan beyan göstermiştir.

Bu videonun üzerine bir Twitter kullanıcısı, konu hakkında her iki tarafın da katılıp söylemlerini medenî bir şekilde tartışacağı canlı yayın teklifinde bulunmuştur.

Bu teklife ben de destek verdim. Çünkü iddia sahiplerinin uzaktan uzaktan birbirlerine laf söylemek yerine karşılıklı konuşması, akla karayı ayırt etmemizi sağlayacaktı. Eğer Kripto Emre haklıysa ben de çok beğendiğim bir proje olan Holochain’e verdiğim değerin yersiz olduğunu anlamış olacaktım.

Teklife verdiğim destek…

İlk cevap Yavuz Selim Yıldız’dan geldi. Canlı yayın teklifini kabul ettiğini söylüyordu.

Yavuz Selim Yıldız’ın teklifi kabulü…

Seviyeli bir tartışma için geriye kalan tek hamle, Kripto Emre’nin bu teklifi kabul etmesiydi. Ama bu medenî teklife karşılık attığı tweet, özlü söz paylaşımı ile laf sokmaya çalışmaktan ibaretti.

Medenî bir tartışma teklifini “düşmanlık” olarak niteleyen bir zihnin ürünü…

Olup biteni bir düşünelim. Diyelim ki biri sizi, çektiği videolarda “bu projeyi çok övüyorsun, çünkü sen önceden aldın, başkalarına aldırıp yüksekten satmak istiyorsun” diye itham etsin. Sonra “İngilizcede telaffuzun iyi değil ve websiten kötü; demek ki senin o proje hakkındaki sözüne itibar edemeyiz” desin.

Siz de bunun üzerine olgun bir şekilde “tamam, gel de canlı yayında sakin bir şekilde konuşalım ve herkes durumu takdir etsin” deyin.

Aldığınız cevap “siz bana düşmanlık ediyorsunuz” olsaydı, o kişiyi ciddiye alır mıydınız?

Kripto Emre bununla da kalmadı, işi daha da ileriye götürdü. Yavuz Selim Yıldız’a dolandırıcılık ithamında bulundu.

Kripto Emre’nin stres altında olduğunda, psikolojide “yansıtma” olarak bilinen tekniğe başvurma örneği…

Psikoloji biliminde bir kavram vardır; yansıtma. Stres altında olduğunuzda, sizde var olan kusurları ve suçları karşınızdakine yansıtırsınız. Belki de Kripto Emre, Yavuz Selim Yıldız’la canlı yayına çıkarsa bilgi birikiminin olmadığını herkesin göreceğinden emin olduğu için strese girdi. Bu stresten kurtulmak için de “düşmanlık yapıyorlar, dolandırıcılar” şeklinde ithamlara başvurarak yansıtma yapıyor olabilir.

Size soruyorum; “gel canlı yayında fikirlerimizi güzel güzel anlatalım” diyen mi haklıdır yoksa canlı yayın teklifini görmezlikten gelip “düşmanlar, dolandırıcılar” diye bağırıp çağıran mı?

RaiTurk – 27 Eylül 2019

Twitter hesabım: https://twitter.com/crypto_raiturk

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir