Her ne kadar “4G’ye gerek yok, 2 sene bekleyip 5G’ye geçelim” gibi söylemlere malzeme olsa da, sahiden; 5G nedir, neleri değiştirir?
5G’de 3G ve 4G’de olanın aksine kablolara ihtiyaç duyulmaz. Bulut (Cloud) üzerinden faaliyetini sürdürür ve bu da kablolardan kurtulmanın yanında çok sayıda avantaj sağlar.
Mesela 2 saatlik bir filmi 3G kullanarak 26 saatte, 4G kullanarak 6 dakikada, 5G kullanarak sadece 3.6 saniyede indirebilirsiniz.
5G’nin üstünlüğü bununla kalmaz, tepki süresi (response time) de kısadır. Tepki süresine, “bir emri verdiğiniz andan o emrin gerektirdiği cevabın ortaya çıkmasına kadar geçen süre” diyebiliriz. 4G’deki tepki süresi yaklaşık 50 milisaniye iken 5G’de bu süre sadece 1 milisaniyedir.
“50 milisaniyeyle 1 milisaniyeyi fark etmemiz mümkün değil ki, gerçek hayatta ne işimize yarayacak” derseniz, çok işimize yarayacak. Mesela sürücüsüz otomobilleri düşünelim. Bu araçlar, büyük miktarda veriyi alıp, işleyip ona göre kendi davranışlarını düzenler. Tepki süresinin 50’de birine düşmesi, daha güvenli bir yolculuk sağlar.
Bununla birlikte, her şeyin internete ve birbirine bağlı olduğu –nesnelerin interneti değil– Şeylerin İnterneti (Internet of Things) devriminin gerçekleşmesi için de 5G’nin katkısı önemli.
Peki 5G ne zaman kullanılmaya başlanacak?
2020’den önce olmayacağı düşünülüyor. 3G’den 4G’ye geçiş çok zor olmamıştı çünkü birbirlerine yakın frekanslarda iş görüyordu. Oysa 5G çok daha yüksek bir frekansta işlediği için operatörlerin buna uygun altyapıyı kurması hem masraflı olacak, hem de zaman alacak.
5G’nin teknoloji alanına getirdiği avantajlar bir yana, bu yüksek frekanslı dalgaların insan sağlığına etkisi meçhul. Kanser vakalarında artışa neden olabileceği konuşuluyor. Ayrıca, komplo teorisi düzeyinde olsa bile 5G ile kitlesel zihin kontrolü yapılabileceği iddialarının da mevcut olduğunu belirtmek gerek.
Yazının kaynağı alttaki videodur.