Holo’nun Geleceği Parlak Mı?

Holo’nun geleceği parlak mı? Holo ekibi, yayınlanan Green Paper‘da, cevabı çokça merak edilen bu soruyla ilgili 6 farklı olası senaryo sunuyor. Bu senaryoların dördü kötü ikisi iyi sonuçlanıyor.

Senaryoları ifade etmeden önce belirtmek gerekir ki; mainnet yayınlandıktan sonra “hodl”, Holo ekibinin istediği bir şey değil. Alıp kenara atıp değerlenmesinin beklenmesi, projenin gelişimini engelleyecektir. Çünkü etkin bir şekilde dolaşımın olmaması, “nefes alan bir para birimi” hedefleyen Holo’nun amacına ters düşecektir. Zaten değeri çok oynamayan bir para birimi oluşturulacağı için “al bekle” de tercih edilmeyecektir.

Şimdi senaryolara geçelim. Holo ekibinin dilinden aktarıyorum.

Senaryo 1: Birileri bizden önce daha iyisini yapar ve bizi yener. Kaybolup gideriz.

Bu ihtimal mümkün olsa da bizce gerçekleşmesi çok da olası değil. Çünkü henüz alpha seviyesinde de olsa çalışan bir sistemimiz var.

Senaryo 2: İlk yapan biz oluruz ama sistemdeki ciddi hatalar Holochain’in adına kötü etki eder.

Böyle olursa hem bug’ları düzeltmek için zaman kaybederiz hem de itibarımız zedelenir. Ama inanıyoruz ki biz gayretli bir şekilde çalışırsak ve bütün süreçlerde şeffaf olursak, yazılımdaki ciddi hatalarla baş edebiliriz.

Senaryo 3: Verdiğimiz sözleri yerine getiremeyiz.

Holoportları teslim edememek, yeterli hackhaton yapamamak gibi sebeplerden dolayı Holo’ya talep olmaz. Bu yüzden yaygınlaşmaz.

Senaryo 4: Holo her şeyi yapar ama insanlar merkezî yapıları bir anda bırakıp dağıtık ve ölçeklenebilir olan Holo’ya geçmekten korkarlar. 

Bu senaryo olası değil çünkü ölçekleme konusunda Holochain’den belirgin derecede kötü olan blokzincirinin oluşturduğu akım bile oldukça büyük. Ama olur da rağbet görmezsek, sistemin devamını sağlama sürecinde gelir elde edilemez ve Holo ölür. Çözüm için farklı bir gelir modeli geliştirmek gerekir.

Senaryo 5: Holo, güçlü bir dağıtık uygulama (dApp) ekosistemi oluşturur.

Bu senaryo, yüzlerce milyar dolarlık cloud hosting pazarında, kurduğumuz sistemin dağıtık uygulama geliştirmeyi çok çok kolaylaştırmasından dolayı meydana getireceği etki düşünüldüğünde olası bir senaryo. Gerçekleştiği zaman da hosting için kaynaklarını sisteme sunanlar iyi ödüllendirilir. Yapının güçlendirilmesi ve daima geliştirilmesi de mümkün olur. Holo Fuel da bu sistemde kullanılan bir para birimi olur.

Senaryo 6: Holo, dağıtık uygulamalar ve varlık destekli para birimleri için devasa bir ekosistem oluşturur.

Bu senaryoda Holo, sadece hosting ve al-sat için değil, ağ üzerinde yer alan çok sayıda dağıtık uygulamaya ve varlık destekli para birimlerine ev sahipliği yaparak yaygın şekilde kullanılır hâle gelir. Bu genel kullanım sayesinde Holo’daki günlük hacim, bir ara Ethereum’da olduğu gibi 300 milyon dolar olur. Hatta HoloFuel kullanımı konusunda yerel otoritelerle görüşmeler gerçekleştiririz. Bu senaryoda en zor kısım, aktarımlardan doğan devasa miktardaki gelirin, ekosistemin devamı için en iyi nasıl yönlendirilmesi gerektiğine karar vermek olacaktır. Bu kararlarda topluluğun düşünceleri bize yön verecek.

Holo ekibinin gelecekle ilgili 6 senaryosu bu şekilde. Benim kişisel fikrim, beşinci senaryonun en olası senaryo olduğudur. İlk dört senaryonun gerçekleşmesini pek olası görmüyorum. Aynı zamanda, altıncı senaryonun gerçekleşmesi de biraz şansa bağlı. Ama beşinci senaryo hiç de zor değil, hatta 2019 bitmeden gerçekleşecek gibi duruyor.

Dikkat çekici olansa şu. Holo ekibi, projeyi allayıp pullamak yerine kötü de olsa bütün ihtimalleri ortaya koyacak dürüstlükte. Yatırımcı açısından konuşursak, Holo alanların aldatılma ihtimali sıfıra yakın. Bu iyi bir durum.

Holo yatırımcıları için tek olumsuz durum, ekibin başarısız olması ihtimalidir. Çeşitli nedenlerle sorun çıkabilir, proje yarıda kalabilir. Holo’nun devrimsel bir proje olmasının avantajlarının yanında bu başarısızlık ihtimali de göze alınarak yatırım yapılması gerekir. Ben kişisel olarak o ihtimali düşük buluyorum ve bu yüzden Holo’dayım ve Holo’da olacağım. Katkı sağlamak için de Türkiye’deki kriptopara topluluğuna bilgi sunmaya devam edeceğim.

Arz Edilen Holo Token Adedi Neden 177.619.433.541?

Bu yazı Holo Zengini adlı Twitter kullanıcısı tarafından yazılmıştır.

Geçenlerde biraz tartışıldı bu konu. daha önce sebebini kendim okumuş ve son derece mantıklı bulmuştum. ancak paylaşmamışım. şimdi sebebini açıklayacağım. biraz fazlasıyla matematiksel terimler yer alacak, beyin yanabilir.

Holo ekibi ICO yapmadan önce, “Etik ICO nasıl olmalıdır?” sorusunu sordu ve bununla ilgili 3 makaleden oluşan bir yazı dizisi yayınladı: https://medium.com/h-o-l-o/ethical-ico/home

Makalelerden özetle çıkan sonuçlar şunlar:

– ICO’lar kısa sürmemeli
– Belli bir grup almamalı, topluluğa dağıtılmalı
– Şeffaf olmalı
– ICO’nun sonundaki hedef belli olmalı

şeklinde devam ediyor.

Burada bizi ilgilendiren, ICO’nun ulaşacağı hedefin (toplanacak para olarak) önceden belirli olması. Holo ekibi, “benim ihtiyacım 25.000.000 €, oraya ulaştığımda ICO’yu bitiririm” diyor. Tabii burada 3 soru geliyor akıllara.

  1. O kadar para ne kadar zamanda toplanacak? Zaman sınırı var mı?
  2. 25.000.000 €’ya geldiğimi nasıl anlayacağım? Hangi pariteden belirlenecek?
  3. Kaç adet Holo Token dağıtacağım? Tanesini kaçtan satacağım? (asıl cevap aradığımız soru bu)

En kolay olandan, 1’den başlayalım. Bunun cevabını, ico şartlarında (https://holo.host/wp-content/uploads/ico_terms_and_conditions.pdf … sayfa 5, madde 1) belirtiyorlar. Ya 25.000.000’a ulaşınca, ya da 28 Nisan 2018’de ICO’yu sonlandıracağız. Hangisi önce olursa diyor. Yani 25.000.000’a ulaşılamayabilirdi.

2 ve 3’ü birlikte cevaplamak gerekecek. Öncesinde neden dolar değil de euro soruları akıllara gelebilir. “Holo aslen ABD kökenli ve bu yüzden dolar olması gerekir” diye düşünüyoruz. ancak ICO Cebelitarık merkezli şirketleri üzerinden yapıldı. Avrupa’dan dolayı euro seçildi.

Holo ekibi diyor ki, “bizim bu Holo, Ethereum’dan 10.000 kat daha verimli” Bu 10.000 sayısı Holo için biraz psikolojik bir sayı. Daha detaylı olarak ileride anlatacağım. Bunlar diyor ki, “bizim 1 token, sizin 10.000 token’ın işini yapar. Senin 10.000’de 1’in fiyatına bunu veririm ben”.

Dolayısıyla burada bir sabit belirlemiş oluyorlar. Sonrasında da şöyle bir denklem kuruyorlar, 10.000 HOT = 1 €. Evet, denklemi euro üzerinden kuruyorlar. ICO günü geldiğinde, bu denkleme Ethereum’u da ekleyeceklerini söylüyorlar. Çünkü ICO Ethereum üzerinden yapılacak.

ICO günündeki 1 €’nun değeri 0,0022671895 ETH oluyor. Yani denklem toplamda şöyle oldu: 10.000 HOT = 1 € = 0,0022671895 ETH. Euro burada ara değişken gibi işlem görüyor ve ekip, 10.000 HOT = 0,0022671895 ETH denkleminin ICO boyunca değişmeyeceğini belirtiyor.

Yani o esnada ETH değeri 2 katına da çıksa (yaklaşık 1.8 katına çıktı zaten ico boyunca) bu oran değişmeyecek. Bu da “Etik ICO nasıl olmalı?” makalelerinde belirttikleri bir madde idi.

Şimdi denklemin ilk kısmına bir daha bakalım; 10.000 HOT = 1 €. Peki hedef neydi? 25.000.000 €. ICO’nun başlangıç gününe göre bakar isek, 25.000.000 €’ya ulaşmak için toplam 250.000.000.000 (250 milyar) adet Holo Token basmak gerekirdi. Ama öyle olmadı; çünkü etik ICO.

Holo ekibi kaç adet Holo Token basılacağını baştan belirlememişti. Baktıkları şey şu oldu: ICO süresince toplanan ETH miktarına baktılar ve Ethereum’un o anki euro fiyatı ile ETH adedini çarptılar. Eldeki para, ulaşılmak istenen 25.000.000 €’ya ulaşınca da ico’yu bitireceklerdi.

ICO 25.000.000’a ulaşamadan, söz verdikleri 28 Nisan 2018’de sonlandı. ICO sonlandığında toplanan ETH miktarı 30.202 idi. Yani 17.931.838 euro toplandı. 30.202 ETH, yukarıdaki denklemimize (10.000 HOT = 0,0022671895 ETH) göre hesaplandığında, 133.214.575.156 HOT oldu.

Ekip daha önceden toplanan miktarın 1/3’ü oranında kendisi için token basacağını söylenmişti. 1/3 oranında token da eklendiği zaman ulaştığımız sayı 177.619.433.541 oldu. Kısaca, 177.619.433.541 sayısı rastgele seçilmedi. ICO şartları vardı. Kendi kurallarına uydular.

Tabii şu soru akıllara gelebilir: “25.000.000 € toplanamadı mı?” Toplanamadı. Zaten toplanan parayı hep 30.202 ETH olarak belirttiler. Ama çok yaklaştılar. Ekibin kendisi için bastığı miktarı da düşündüğümüzde, 23.909.117 €’luk HOT basarak ICO’yu sonlandırdıkları görülüyor.

Yararlanılan Kaynaklar
https://holo.host/hot-stats/
https://etherscan.io/token/0x6c6ee5e31d828de241282b9606c8e98ea48526e2#tokenInfo
https://holo.host/wp-content/uploads/ico_terms_and_conditions.pdf
https://medium.com/h-o-l-o/holo-ico-supply-organic-mechanics-7dcdf655ab5e
https://medium.com/h-o-l-o/distributed-computing-in-context-333df23c0f29
https://medium.com/h-o-l-o/ethical-ico/home
https://twitter.com/H_O_L_O_/status/990169127498276864

Blokzinciri Yazılımcıları Neden Holochain’e Geçiyor?

Geçenlerde aldığım e-posta şu şekildeydi:

Merhaba,

Holochain’in kafamdaki konsept için en iyi oluşum olup olmadığını sana danışmak istiyorum. Holochain çok ilginç görünüyor ama tam olarak çözecek kadar bilmiyorum.

Şu an blokzinciri mühendisi olarak çalışıyorum, sana soracağım sorular var. Eğer mümkünse önümüzdeki günlerde bir görüşme yapabilir miyiz?

Kailan

Software Engineer

Holochain’e geçmekte olan yazılımcılara, hazırlayacağım bu yazı için ulaşmaya çalışırken tesadüfen bu e-postayı aldım. Tesadüfen çünkü o benim bu yazı üzerinde çalıştığımı bilmeden bana ulaşmıştı.

Görüşmemizde ona, Holochain’in blokzincirinden nasıl farklı çalıştığını ve verimlilik ve ölçeklenebilirlik anlamında faydalarını anlattım. Bana güvenlik konusunda sorular sordu, ben de Holochain’in sisteminin kendisine karşı meydana gelecek saldırılara nasıl karşı koyacağını açıkladım. Üzerinde geliştirilecek uygulamaların, kullanıcıların eylemleri yoluyla insanlar arasında nasıl bir köprü olacağını konuştuk.

Geliştirilen uygulamalara kimlerin erişip kimlerin erişemeyeceğini belirleyen zar (membran) sistemini açıkladıktan hemen sonra Kailan sessizliğe büründü.

(RaiTurk’ten Not: Hücrenin fiziksel koruyucusu olan membran, tıp dilinde “hücre zarı” anlamında kullanılmaktadır. Holochain’in doğayı taklit ederek geliştirdiği sistemdeki temel koruyucularından birine “hücre zarı” adının verilmesi şaşırtıcı olmamalı ancak kesinlikle büyüleyici!)

Kafasını salladı ve “anlamıyorum” dedi. Sonra ekledi: “Milyonlarca dolar para blokzinciri projelerine aktarılıyor, bunu anlamıyorum”. Tekrar sustu, öğrendiklerinin ne sonuçlar doğuracağını kafasında tartıp duruyordu muhtemelen. Sonunda şunu söyledi: “Bütün bu yapmaya çalıştıklarını neden Holochain ağında yapmıyorlar ki? Hiç mantıklı değil.”

Görüşme sonrasında bu yorumunu biraz açmasını rica ettim, o da şöyle dedi: “Anladığım kadarıyla blokzinciri teknolojisinin temel amacı, aracılara bağlı kalmaksızın güvenli bir sistem oluşturabilmek. Eğer öyleyse, bunun peşinde olan blokzinciri projelerinin çoğu, bunu gerçekleştirme yolunda daha etkili olabilmek için Holochain’i kullanmalılar.”

Yükselen Bir Eğilim

Kailan, blokzincirinin vaat edip de başaramadığı dağıtık internet düşüncesini gerçekleştirmede Holochain’in potansiyelini fark etmeye başlayan çok sayıda blokzinciri yazılımcısından sadece biri.

Reddit’teki gönderime yorum yaptığında karşılaştığım bir EOS yazılımcısı var. Bu yazılımcı bana “blokzinciri muhtemelen internet devriminin bir sonraki ayağı değil” dedi. Kendisi, EOS ağı üzerinde bir sağlık uygulaması geliştiriyormuş fakat bazı anlaşmazlıklar sonucunda projeyi bırakmış. Bırakma sebebi, CPU ve RAM kullanımının yüksek olmasının getirdiği maliyet yükü ve topluluğun paraya odaklanmaktan geliştiricilere destek olmaması. Kendisi EOS için “tam bir fiyasko” diyor. Daha düşük maliyetinden dolayı Holochain’e geçiyormuş. Hashgraph’i de gözden geçirdiğini ama onların sadece çok zengin yatırımcıları hedeflediklerini söylüyor.

Solidity Yazılımcılarının Bakışı

Holochain’in Mattermost Chat Uygulaması’nda karşılaştığım bir solidity (RaiTurk’ten Not: Ethereum ağında uygulama geliştirmek için kullanılan dil Solidity’dir) yazılımcısı olan Santiago del Valle “Ethereum güzeldi. Teknolojiyi anlamamı ve biz yazılımcıların daha iyi bir dünya yaratmada rolümüzün olabileceğini fark etmemi sağladı.” diyor.

O, blokzinciri alanındaki çalışmalarından dolayı takdir edilen bir isim; buna rağmen blokzinciri teknolojisinin ölçeklenebilirlik, enerji tüketimi, pay (stake) toplama (proof of stake mutabakatı sistemi kullanılıyorsa) gibi sorunlarından dolayı inancını kaybetmiş. Ayrıca, akıllı kontratları geliştirmenin zor olduğunu, bunun Holochain’le çok daha kolay gerçekleştirilebileceğini düşünüyor.

Blokzinciri Gerçek Hayatı Karşılamıyor

Blokzinciri taraftarları küresel mutabakat (global consensus) sağlandığı sürece, kısmi merkeziyetsizliğin yeteri kadar iyi olduğunu ileri sürebilir. Buna karşılık, konuştuğum bir diğer yazılımcı olan PJ ki kendisinin kuramsal fizik alanında bir arkaplanı da vardır, aynı fikirde değil.

Bir teknolojinin başarılı olabilmesi için gerçeklerin, halkla ilişkilerden öncelikli olması gerekir. Çünkü doğayı kandıramazsınız.

Richard Feynman

PJ, blokzincirindeki küresel mutabakat sisteminin yanlış ön kabullere dayandığını söylüyor ve ekliyor: “Ne kuantum kuramında ne görecelilikte olayların üstten belirlenen bir düzeni yoktur. Sadece referans alınacak çerçeveler (temel basit kurallar) vardır. Doğada durum böyleyken, neden küresel bir mutabakata ulaşmak için kendimizi zorluyoruz ki? Bu büyük bir hata, doğada bilginin akış prensibini yok sayıyor. Blokzinciri teknolojisindeki ölçeklenebilirlik sorununun altında yatan temel sıkıntı bu.”

Oysa Holochain, doğadaki durumlardan ilham alınarak tasarlanmış. Veri akışının devamlılığını küresel bir mutabakata dayanmadan yapıyor.

Bir hukuk profesörü olup aynı zamanda önde gelen bir blokzinciri eleştirmeni olan Angela Walch da tweet serisinde şunu söylüyor:

“Blokzinciri, olayların/aktarımların gerçekte olan akışını göstermiyor. Bunun yerine, sistemdeki kurallara göre “mutabakata varılmış olan” aktarımları gösteriyor. Bana göre bu fark önemli çünkü bu sistemde gerçeklerin yerine, mutabakat sürecine katılan kişilerin/oluşumların “yarattığı gerçek” var. Churchill’in de dediği gibi; tarih, kazananlar tarafından yazılır. ”

PJ, geliştirmek istediği eşten eşe (peer to peer) çoklu medya paylaşım uygulamasını üzerine kurabileceği dağıtık bir ağ teknolojisini bir süredir aradığını söylüyor. Bununla ilgili olarak, blokzincirinin kendisine bir çözüm sunma açısından umut doğurduğunu ama aradığı dağıtık sistemin bu olmadığını sonradan anladığını ifade ediyor. Bu yüzden blokzincirini bırakıp Holochain’e geçmek için çok da düşünmeye gerek duymamış. PJ son olarak şunu söylüyor: “Holochain’in teknolojisi çok daha üstün. Tam hayal ettiğim şey bu. İnanılmaz bir potansiyeli içinde barındırıyor.”

Blokzincirini bırakıp Holochain üzerinde yazılım geliştirmeye karar veren birkaç yazılımcıyla daha konuştuktan sonra gördüm ki daha çok yazılımcı yakında aynı sonuca varıp Holochain’e geçecek.

Kaynak: https://holochaincitizen.com/2018/12/19/why-blockchain-developers-are-switching-to-holochain/